Nilüfer abla beni terbiye etmişti
Aslında daha genç sayılırdım. Henüz 19 yaşındaydım ve cinselliğin bile
ne olduğunu tam olarak bilmiyordum ki. Sadece içimde bazı doğalisteklerin yeni yeni uyanmaya başladığı bir dönemdi. Yaz tatili için
annem beni dayımlara göndermişti. Erdekte yazlık evleri olan dayımın bir
de büyük kızları vardı. Nilüfer abla 28 yaşında, yüksek tahsilli, iyi
bir işi olan çok ama çok güzel bir ablaydı. Hiçbir erkeğe bağlanmayı
sevmediği için evlenmediğini söylerdi annem. Ve ona kızardı. Oysa ben
Nilüfer ablayı çok severdim. Çocukca veya bir abladan daha farklı bir
sevgiydi bu. Doğrusu o yaz Erdeke gittiğimde en çok onunda orada
olmasına sevinmiştim. Her gün sabah beraber denize gidiyorduk ve benimle
çok ilgileniyordu. Her şeyimizi konuşurduk Nilüfer ablamla. Benimle
resim yapar, yazlık sinemaya götürür, hatta geceleri ufak hikayelerle
beni uyuturdu. Kahverengi saçları, açık teni, yeşil gözleri, pamuk gibi
yumuşacık elleri ve yanakları vardı. Her ayrılmamızda veya uzun bir
aradan sonra buluştuğumuzda mutlaka elini öperdim. Çok yumuşak ve
sıcacık olurdu elleri. O ise benim çok saygılı ve efendi bir çocuk
olduğumu söyler ve yanaklarımdan öperdi hemen. Hatta elini öptürmeyi çok
sevdiğinden benden önce o uzatırdı ve mutlaka birkaç kere öptürürdü
elini. Geceleri yatağımda elleri ile saçımı okşar ve beni uyutana kadar
hikayeler anlatır, benimle konuşurdu. Bense en çok onun ılık nefesinin
kokusunu sever, nefesini içime çekerek uyumaya çalışırdım. Her şeyiyle
harika bir tatildi.
Hikaye Fotoğraflarını Görmek İçin Tıkla
anladım. Hatta artık akşam beni açık hava sinemasına götürdüğünde bile
yalnız bırakıyor o adamın yanında oturuyordu. Dayımların Avşa adasına
gittikleri bir gün o adamı eve getirdi. Bizim biraz işimiz var canım
diyerek ikisi Nilüfer ablamın yattığı odaya girdiler. Çok kızmıştım ama
biraz televizyon seyrederek oyalanmaya çalıştıysam da sonunda gizlice
odanın önüne geldim. Anahtar deliğinden içeriye baktığımda her şeyi
görebiliyordum. Nilüfer ablam o adamın kocaman aletini ağzına almış deli
gibi emiyordu. Sonra adam onu altına aldı ve yarım saat kadar
bacaklarının arasında gitti geldi. Bittiğinde ikisi de çok yorulmuştu.
Bense korkuyla kaçtım hemen ve televizyonun yanında hiçbir şey görmemiş
gibi davrandım. Adam gittiğinde Nilüfer ablam benim yanıma oturdu.
Havadan sudan konuştuk biraz. Çok rahatlamış gibiydi. Oysa ben hiç rahat
değildim. Hem kızmıştım hem de çok meraklıydım. O gece dayımlar gelmedi
ve evde yalnızdık. Uyuyamadığımı söyleyerek Nilüfer ablamın yatağına
gittim. O da uyumamıştı ve kitap okuyordu. Beni yanına yatırdı ve her
zamanki gibi küçük bir hikaye anlattı. Oysa benim küçük bir hikaye ile
uyuyacak halim yoktu. Ona birden “Bugün sizi gördüm. Neler yaptığınızı
biliyorum.” Dedim. Çok şaşırdı önce. Sonra kaşlarını çatarak başkalarını
gözetlemenin çok ayıp olduğunu ve ne gördüğümü sordu. Anlattıklarımı
duyunca doğrusu oldukça endişelenmiş ama daha çok da kızmıştı.
Gene de bana gülümseyerek, bak canım bunları sakın babamlara anlatma
yoksa onlar bana çok kızar. Benim laf işitmemi istermisin diye sordu.
Ben de ona tabiki ona kızılmasını istemeyeceğimi, onu çok sevdiğimi ama
bana da aynı şeyleri yapmasını istediğimi söyledim. Çok merak ediyordum.
Önce biraz kızdı bana. “Ama sen daha çok küçüksün. Hem ben senin ablan
değilmiyim. Nasıl yaparım seninle ” dedi. Olsun çok istiyorum. Biraz
dedim. Yoksa dayıma anlatırım deyince artık başka çaresi kalmamıştı.
Peki dedi ama gözlerinde biraz kötü ışıltı vardı. “Senin istediğin gibi
olsun. Ama bu yaptığının cezasını da yanında çekeceksin. Çünkü bunu
yaparken biraz canını da yakacağım” Daha ben ne olduğunu anlamadan beni
omuzlarımdan tutarak yatağa yapıştırdı ve altına aldı. Benden çok daha
güçlü olduğu için kalkmaya çalıştığım anda kulaklarımdan tutarak tekrar
yatağa yapıştırdı. Öyle canım yanmıştı ki gözlerimden yaşlar geldi bir
anda. “Sakın sesini bile çıkarma” dedi. “Unutma bunu sen istedin. Artık
sen benim küçük seks kölemsin” dedi. Bir anda ılık nefesli ağzını ağzıma
yapıştırdı. Dudakları ile beni sıkıca ve sertçe öpmeye başladı.
Vücuduyla öyle bir yüklenmiştiki üzerime kıpırdayamıyordum bile. Ağzımın
içiyse ıslak ve bana göre kocaman diliyle dolmuştu. O dil öylesine
haraketliydiki ben küçücük ağzımla emecem diye uğraşıyordum. Sonunda
dilini serbest bıraktı ama ağzımın içini tamamen dolduran dilini
emdirmeye başladı bana. Ben neredeyse nefes alamıyordum. Hatta biraz
pişman bile olmuştum. Bıraksa hemen kaçıp odama gidecektim. Yalvarmaya
başladım “Nolur Nilüfer abla, bırak beni söz veriyorum, kimseye bir şey
söylemeyeceğim” diye. Oysa o ağzıma sıkıca yapıştı ve beni deli gibi
öpüyordu.
Artık boğulacaktım neredeyse. 15 dakika kadar nefessiz bırakacak kadar
sert öptü durdu dudaklarımı. Ağzımın içi dilinin tadıyla dolmuş,
tükürüklerini ağzıma bırakmış, dudaklarım ise uyuşmuştu. “Daha yeni
başladım ufaklık. Dur bakalım hele ” dedi. Hemen beni tamamen soydu.
Artık küçücük vücudumun her yerini öpüyordu. Önce ben seni öpeceğim,
sonra sen beni öpeceksin dedi. Birden benim küçük organımı eliyle tuttu.
Bazen okşuyor bazen bağırtacak kadar sıkıyordu. Hayatımda ilk defa
hissettiğim bir şey oldu ve benim minik organım onun kocaman ağzının
girdiğinde büyümeye başladı. Ağzı öyle sıcak ve yumuşaktıki o koca ağzın
içinde büyüdüğünde bile minicik kalmıştı. Sanki bir vantuz gibi emiyor,
diliyle oynuyordu. Çok tahrik olmuştum. Artık hiç inmiyordu organım ve
gitgide artan bir zevk duyuyordum. “Hadi bebeğim boşal ağzıma artık
“dediğinde müthiş bir zevk patlaması yaşadım bir anda. O boşaldığım anda
bile ağzının içinden çıkarmadı benimkini ve beyaz sıvılarımın hepsini
dilinin üzerine toplayıp bana gösterdi. Sonra “Vitamindir bu” diyerek
dilini ağzına sokup hepsini yuttu. Ben o şaşkınlık içinde odama kaçmaya
çalıştım ve tam çıkacakken birden elleri ile yakaladı beni “nereye
kaçıyorsun ufaklık. Sen bu gece benim esirimsin” dedi. Ben deli
debelenip kurtulmaya çalışıyordum ama o sert bir tokat yapıştırdı
yüzüme. O kadar canım yanmıştıki yanağım bile kıpkırmızı oldu. Tekrar
debelendiğimde ikinci tokat diğer yanağıma yapıştı. Doğrusu o yumuşak
ellerin böylesine acımasız olacağını asla tahmin edemezdim. Çaresiz
kendimi ona bıraktım. Ağlamak bile fayda etmeyecekti. Beni hemen yere
yatırdı ve ayağını üzerime bastırdı. O kocaman ama yumuşacık ayak tabanı
ağzımın üzerine abandı ve hemen o halde soyunmaya başladı. Bense
kıpırdayamıyordum bile. Ayağını yüzümden çekmeye çalıştıysam da o kadar
çok abanmıştı ki asla kurtulamadım.. Sağ ayağının tabanını, topuklarını
ve tüm parmaklarını sırayla tek tek ağzımın içine soktu. En çokta
başparmağını emdirdi bana. Parmak aralarındaki minik kirleri bile
yalayıp yutmak zorundaydım. Tamamen çıplak kalında birden yüzümün
üzerine oturdu. Ağzımın içine organı ile oturmuştu. Ama çok güzel ve
tamamen kılsız bir organı vardı. Biraz ter biraz da sidik kokuyordu.
Üstelik kendi kendine çokta ıslanmıştı. Gene de çok güzeldi.
Kulaklarımdan asılıp “Yalasana ufaklık” demesiyle öpmeye başladım
orasını. Ama o öpmemi değil yalamamı ve emmemi istiyordu. Kulaklarımdan
bu defa öyle bir asıldıki sanki acıdan beynim uyuşmuş gibi oldum. Hemen
bütün gücümle orasını emmeye başladım. Tadı çok değişik olan tuzlu bir
sıvı vardı. Hepsini ağzıma doldurdu ve bu arada küçük bir et parçasını
buldum orada. Hemen anne sütü emen bir bebek gibi tüm gücümle o parçayı
ağzımın içine aldım ve emdim emdim. Nilüfer abla öyle tahrik olmuştuki
bir anda orasından gelen sıvılar çok arttı. Ağzımın içi onun vücudundan
gelen sıvılarla doluyor, bense hepsini yutuyordum. Yoksa boğulmak
tehlikesi bile vardı benim için. Sonra dilimi onun deliğinden içeri
soktum.
Gittiği yere kadar ittirdikçe o da elleri ile başımı oraya doğru
bastırıyordu. Bu defa Nilüfer ablamın bacaklarının arasında boğulacaktım
neredeyse. Elleri öyle sıkı ittiriyorduki sesimi bile duyabilmesi veya
konuşmam imkansızdı. Birden sanki bir patlama hissettim. Orası kasılmaya
ve sert vuruşlarla ağzımın içine sarı sıvılar dolmaya başladı. “Hadi
miniğim, daha sıkı daha çok yala ve gelenlerin hepsini yut bakayım”
dediğini duydum. Son kalan gücümle ağzımı iyice yapıştırdım orasına tüm
hırsımla emdim emdim. O ise defalarca patladı ve ağzımı tamamen
doldurdu. Üstelik o sıvıları yutturmak için öyle bastırıyorduki mecburen
hepsini yutmak zorunda kaldım. Genzimden mideme doğru yakıcı bir sıvı
içime ilerledi. Midemmi bulandı yoksa hoşumamı gitmişti inanın bu
yaşımda hatırlamıyorum. Ama o artık rahatlamıştı ve yüzümdeki baskısı
azaldı. “Bunlar senin istediklerindi ama şimdi bir yer daha var yalaman
gereken” dedi. “Üstelik orada temizlikte yapacaksın” Birden ağzımı
kıçının deliğine yanaştırdı. Üstelik burası çok daha ağır kokuyor diye
düşünürken seslice osurduğunu hissettim. Şimdi koku daha dayanılmaz
olmuştu. Tam kurtulmak için debeleğimde gene kulaklarımdan yapışan
ellerini hissettim. Acı bu defa çok daha dayanılmazdı ve kokuya
katlanmaktan başka çare yoktu. Hemen ağzımı kıçının deliğine yapıştırdım
ve ağzımla kapattığım o deliği emmeye başladım. Çok memnun kaldığı
belliydi. Temizliği yaparken öylesine yoğun ve ağır bir koku vardıki
midem devamlı bulanıyor ama kıpırdayamıyordum bile. Üstelik soluduğum
hava da çok kötüydü. Çünkü üç – dört kere ağzımın içine gaz bıraktı.
Yaklaşık yarım saat kadar sonra artık yorgunluktan ve nefessizlikten
tükenmiştim. O da sıkılmıştı sanırım. “Seni bıkacağım miniğim ama son
bir hatıra vermeden olmaz “dedi. Ağzımın üzerine tekrar cinsel organı
ile oturdu ve organını tamamen ağzımın içine dayadı. Ben ne olduğunu
anlayamadan birden dilimde tuzlu ve ılık bir sıvı hissettim. O sıvı
öylesine yoğun ve çok geliyorduki çaresiz hepsini yutmaya başladım. Deli
gibi işiyordu ve bense çaresiz yutuyordum. “Hepsini yutacaksın, kafanı
kırarım senin” dediğinde zaten başka bir çarem kalmamıştı. Öylesine uzun
işediki belki de bugün hiç tuvalete gitmemiş gibiydi. Neredeyse bir
dakika kadar ağzımın içine idrarını doldurdu ve üzerimden kalktı. Ben
artık pestil gibi serilmiştim. Zorla kalktım ve banyoya gittim.
Kusabildiğim kadar kustum ve o sidiklerin yarısını çıkarttım içimden.
Yarısı için ise çok geçti.
O akşamdan sonra Nilüfer ablam benimle çok daha fazla ilgilenmeye
başladı. Sanki o günü hiç yaşamamıştık. Ben artık ister istemez ondan
biraz korkuyor ama daha çok da onu çok daha fazla düşünüyordum. İlk
deneyimlerim hayatım boyu daima unutulmaz, acı verici ve ruhumda iz
bırakan hatıralarla doluydu. Nilüfer abla da ben de hiç kimseye o
geceden bahsetmedik, zaten anlatamazdıkki. Ama ne zaman karşılaşsak hep o
anı gözlerimizle anlattık sanki birbirimize. Ben şu anda 30 yaşında
evli, iki çocuk sahibi bir erkeğim. O ise hiç evlenmedi ve şimdi 46
yaşında. Ama eskisi kadar güzel ve ne yazıkki çok daha erişilmez. Eşim
veya evlenene kadar beraber olduğum kızlar asla onun yaşattığı o geceyi
bana yaşatamadılar. Ben hep acı verici fanteziler taşıyan bir gecenin
hayalini kurdum ve o hayallerim asla gerçek olmadı. Belki bir gün
Nilüfer ablamın yanına gitsem acaba tekrar olurmu diye düşündüm. Çok
düşündüm ama ……. Asla cesaret edemedim. Sanırım tekrarı da
olmayacak.
Yorumlar
Yorum Gönder